2 dakika okundu
Spartacus..

Kendi adıyla anılan köle isyanının lideri..
Geç Roma Cumhuriyet Tarihi’nin en dramatik figürlerinden biri..
M.Ö. 71’de Romalılar’a karşı muharebede ölen bir köle ve gladyatör.. 


Romalı tarihçilere göre Trakya kökenliydi.. Ama elbette bu sadece bir tahminden ibaret.. Modern araştırmalar, konuyla ilgili kaynaklarda büyük bir belirsizlik olduğundan, Spartacus’un yaşamının ilk yılları hakkında elle tutulur hemen hemen hiçbir şey bulamamışlardır.

İskenderiyeli Tarihçi Appianos, Spartacus’un yaşadığı zamandan hemen hemen 200 sene sonra, onun bir zamanlar Roma için savaşmış bir Trakyalı olduğundan söz eder; ancak, daha sonra bir gladyatör olarak Capua’da satılmıştır.

Bu “Trakyalı” tanımının bir kökeni gösterebileceği gibi, ağır silahlı bir gladyatör tipini de ifade edebileceğini söyleyelim.

Antik Biyografist Ploutarkhos ise, bu Trakyalı’nın sadece güçlü bir bedene sahip olmadığını, aynı zamanda zihninin, eğitiminin ve zekasının da çok güçlü olduğunu yazar. Plutarkhos, Spartacus’un karısının bir kahin olduğuna ve ona onu büyük ve karanlık bir geleceğin beklediği yönünde kehanette bulunduğuna da değinir. Bu şaşırtıcı değil.. Çünkü Antikçağ’daki tüm büyük köle savaşlarına kahinler de önemli ölçüde karışmıştır.

Spartacus’a ilişkin antik kaynaklar oldukça azdır ve Spartacus’tan bahsederken de bunu başka bağlamlar içinde yaparlar, yani ondan doğrudan doğruya bahsetmezler. Bununla birlikte, toplamda 30’dan fazla antik yazar Spartacus hakkında yazmıştır ki, bu da onun Antikçağ’da ne kadar ciddiye alındığını ve ona ne kadar önem verildiğini anlamak için yeterlidir.

Spartacus, M.Ö. 73 yılında Capua’da Gnaeus Cornelius Lentulus Batiatus’a ait bir gladyatör okulundan sayıları muhtemelen 70 olan diğer gladyatörlerle birlikte kaçar.

Sonra kendisine, özellikle büyük çiftliklerde (“latifundia”) çalıştırılan çok sayıda başka köleler de katılır. Buna ek olarak yoksul ve topraksız özgür Romalı köylülerden de destek alır.

Ayaklanmanın diğer köle liderleri Crixus, Gannicus ve Oenomaus’tur.

Spartacus, Roma Tarihi’nde “3. Köle Savaşı” ya da “Gladyatör Savaşı” veya “Spartacus İsyanı” diye anılan savaşta (M.Ö. 73–71) – isyancıların lideri olarak – üzerine gönderilen Roma lejyonlarına karşı Güney İtalya’dan Yukarı İtalya’ya uzanan yolunda başlangıçta çok sayıda askeri başarı kazanır.

Gladyatör okulundan kaçtıktan sonra kaçan köleler önce Capua’yı yağmalarlar ve Vesuvius Dağı’na çekilirler. Buradan da çevredeki kasaba ve şehirlere baskınlar yaparlar. M.Ö. 73 yılının sonunda düzenli Roma lejyonlarından değil de, milis birliklerden oluşan iki Roma ordusunu yenilgiye uğratırlar.

Spartacus M.Ö. 72 yılının sonunda Kuzey İtalya (Gallia Cisalpina ya da Gallia citerior) yönünde ilerlemeye başlar ve üzerine gönderilen ve bu sefer lejyonlardan oluşan iki Roma ordusunu daha yener. Fakat bu çarpışmalarda komutanı Crixus’u kaybeder.

Kuzey İtalya’da, Po Ovası’nın güney kenarındaki Mutina’ya (bugünkü Modena) kadar ilerleyen Spartacus burada üzerine gönderilen aşağı yukarı 10.000 kişilik bir Roma ordusunu daha imha derecesinde etkisiz hale getirir.

Bu noktaya kadar hep başarılı olmuş olan Spartacus, bilinmeyen bir nedenden dolayı ordusuyla birlikte tekrar güneye döner. Halbuki Alpler üzerinden Gallia yolu açıktır. Nedense bunu tercih etmez.

Ama bu kararı onun sonunu getirecek bir karar olacaktır.

Bundan sonraki evrede Spartacus’un Crassus komutasındaki 8 Roma lejyonu karşısında birçok yenilgisi vardır. Crassus Spartacus’u daima İtalya’nın güneyine doğru iter ve Spartacus nihayet İtalya ile Sicilya’yı ayıran Messina Körfesi kıyısına kadar gelir. Orada, Kilikyalı korsanlara kendisini ve 2.000 adamını Sicilya tarafına geçirmeleri için para verir. Fakat parayı alan korsanlar Spartacus’u kaderiyle baş başa bırakırlar.

Crassus’un yanı sıra, bu aralık İspanya’dan geri dönmüş olan Pompeius da Crassus’u desteklemek üzere Spartacus’un üzerine gönderilir. Ek olarak, Marcus Lucullus, Roma Senatosu’nun isteği üzerine, lejyonlarıyla birlikte Macedonia’dan çizme şeklinde İtalya yarımadasının topuğundaki Brindisium’a (bugün Brindisi) gelir.

Pompeius ve Lucullus’tan haberdar olan Spartacus, hemen Crassus üzerine yönelir. Fakat Crassus’la yaptığı muharebede hem ordusu yok olur, hem de kendisi.. Yani Spartacus muharebede ölür (Kirk Douglas’ın filmindeki gibi yakalanıp çarmıha gerilmez).

Romalılar Spartacus ordusundan kalan 6.000 kişiyi esir alırlar ve Crassus bunları Roma’dan Capua’ya giden Vıa Appia yolu üzerine iki taraflı olarak çarmıha gerdirir. Muharebeden sonra 5.000 kişi de, kuzeye doğru kaçarlarken, Pompeius’un lejyonları tarafından tek bir kişi kalmamacasına yok edilirler.

Modern araştırmalar isyanın organizasyonundaki mükemmelik üzerinde dururlar. Spartacus bu bakımdan da diğer isyan örneklerden oldukça farklıdır. Örneğin silah ve diğer malzemenin tedarikiyle bizzat ilgilenmiş ve malzemeler temin edilirken halkla adil ticaret yapılması konusunda ısrar etmiştir.

Karl Marx, Spartacus’u “Roma proleteryasının gerçek bir temsilcisi” olarak tanımlamıştır ve Spartacus’un adı daima zulüm ve esarete başkaldırmanın bir sembolü olarak ortaya çıkar.

Spartacus hakkında çok sayıda tarihsel araştırma da bulunmaktadır. Özellikle Sovyetler Birliği’nde ve eski Doğu Almanya’daki Marksist tarih yazımı onunla çok yoğun bir şekilde ilgilenmiştir. Bunun nedeni açıktır: Spartacus bu tür tarih yazımında sınıflararası mücadelenin en iyi örneği olarak kabul edilmiştir.

Fakat bu araştırmalarda Spartacus’a o zamanki Roma sistemini aşan bir amaç ve rol biçilmiştir ki, bu da nesnel-tarihsel koşullara aykırıdır. Başka bir ifadeyle, Spartacus’un o zamanki Roma üretim sistemini ve buna bağlı olarak toplumsal yapıyı değiştirmesi mümkün değildi. Tarihte bu tür gelişmeler ancak uzun bir olgunlaşma evresinden sonra, zamanı gelince olur, birdenbire yapılan bir müdahale ile değil..

Bu bağlamda şu soruya cevap verilmesi gerekir: Spartacus mevcut Roma sistemini değiştirdiğinde, onun yerine ne koyacaktı?

Bence, kendisi bunu tasarlayabilecek bir iradeye ve kültür birikimine sahip olmuş olsa bile, mevcut nesnel koşullardan dolayı eskinin yerine koyabileceği tamamen yeni sistemi yoktu.

Spartacus İsyanı, başkaldıranların sayısı dikkate alınırsa, Antikçağ’daki diğer silahlı köle isyanlarından elbette çok farklıdır. Bu yüzden de tarih boyunca yoğun bir ilginin odağı olmuştur.

Fakat bunun toplumsal bir sınıfa mensup olmanın bilinciyle yapılan “gerçek bir devrim girişimi” olduğunu söylemek, kanımca, pek de doğru olmaz. Ben, şahsen, Spartacus’ta ve yandaşlarında böyle bir sınıf bilincinin olduğu kanaatinde değilim. Kaynaklar da bu yönde bir sey söylemiyorlar. Spartacus, eğer başarılı olup, kendi devletini ya da krallığını kurmuş olsaydı, muhtemelen o da kendisine köle tutacaktı.

Spartacus İsyanı, elbette, insanın insana yaptığı acımasız zulme bir grup psikolojisi içinde başkaldırmadır.

Ama toplumsal bir devrim girişimi mi?.. Bence hayır..

***

Spartacus Hakkında Romanlar:
Raffaello Giovagnoli
Howard Fast
Arthur Koestler
Lewis Grassic Gibbon
Halina Rudnicka
Max Gallo

Spartacus Hakkında Tiyatro Oyunları:
Bertolt Brecht
Andrejs Upīts

Spartacus Hakkında En Yeni Kitaplar:
Éric Teyssier: Spartacus. Entre le mythe et l’histoire. Paris 2012
Theresa Urbainczyk: Spartacus. Ancients in Action. Londra 2004
Theresa Urbainczyk: Slave Revolts in Antiquity. Stocksfield 2008

Spartacus Hakkında Filmler:
Giovanni Enrico Vidali, 1913
Stanley Kubrick, 1960, Howard Fast’in romanından
Robert Dornhelm, 2004, Howard Fast’in romanından
Televizyon Dizisi: 2010

Spartacus’la İlgili Müzik:
Alex North (caz standardı)
Aram Khachaturian (bale)
Triumvirat (progressive rock)
Carl Vine (piyano)
Jeff Wayne (müzikal)


Prof. Dr. Bülent İPLİKÇİOĞLU

Yorumlar
* Bu e-posta internet sitesinde yayınlanmayacaktır.
BU SİTE İLE KURULMUŞTUR